Blogdaki ilk yazım Fenerbahçe ilgili olacak. Ama Türk futbolu açısından da önemli bir konu.
Aziz Yıldırım 10 senedir Fenerbahçe'nin başında. Özellikle tesisleşme ve gelir arttırma konularında hakikaten model alınabilecek işlerin arkasında bizzat kendisi var. İyi bir tüccar. Ne kadar fiziksel olarak pek göstermese de çevresinin gözünde karizmatik bir adam. Fenerbahçeliler bayılıyorlar, büyük başkan diyorlar. Yanlış hatırlamıyorsam 2 istifa kararı taraftarın büyük tepkisi sonucu geri alınmıştı.
Ama son 2-3 aydır ciddi bir değişim var bu taraftar profilinde. Özellikle GFB'nin tribünlerde başlattığı mırıltılar, taraftar grupları arasında başlayan çekişme incelenmeye değer. Öyle ilginç enstantaneler yaşanıyor ki şu günlerde, bir testinin yakın bir zamanda kırılması bence an meselesi.
Sebepler çok, ama göze çarpan ilk sebep Aziz Yıldırım'ın tribün profilini kökten değiştirme çabası. Stadın büyütüldüğü günden beri insanları stada çekmek için büyük çaba sarfeden Aziz Yıldırım, Fenerbahçe taraftarlarına statta maç izleme kültürünü aşıladıktan sonra, bir sonraki adımına geçemeye karar verip bir üst ekonomik gruba yönelip tribün gruplarını belli noktalara itince önceden can ciğer kuzu sarması olan bu iki kutup çatışmaya başladı.
Tribünde başlayan kavgalar, Aziz Yıldırım yanlısı gruplarla başlayan pankart çekişmeleri, Aziz Yıldırım aleyhinde edilen tezahuratlar... Aziz Yıldırım cephesinde de özellikle resmi site ve haber organları kullanarak yapılan bir karşı atak var. Herkes eteğindeki taşları döküyor. Öyle ki Aziz Yıldırım "bundan önce bu gruplara bedava bilet verdim, maçlara gitmeleri için otobüs kaldırdım" şeklinde daha önce söyledikleriyle çelişen bir açıklama yapıyor. Olay Amerika-El Kaide durumu gibi; kendi çıkarları için bir güruhu desteklemek ve güçlenen bu güruhun kendini kuran/büyüten kişi/kuruma savaş açması.
GFB muhtemelen çıkar amacı güderek bu başkaldırmayı gerçekleştiriyor. Biraz dışarıdan gözle baktığımız bu camiaya ise senelerdir şu anda eleştiriler yapılan şeyleri göstermeye çalıştığımız şeyleri dillendirmeye, takımın yetersiz olduğu ve kötü yönetildiğini bağırmaya başladılar. Ama Aziz Yıldırım muhaliflere karşı takındığı tavırlarla da tanınıyor. Bundan önce kendisine muhalif insanları takımdan uzaklaştırması tek kralın kendisi olduğu düşüncesinde olduğunun en büyük kanıtı. Ama sportif açıdan ancak 10 yıl sonra gelen Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final, son yıllarda iyice belli olmaya başlayan transfer politikası saçmalamaları ve son üç yılda ezeli rakibe verilen 2 şampiyonluk kendisinin başarısız bir futbol yöneticisi olduğunun açık kanıtları aslında.
Son haftalarda futbol takımında süregelen kötü gidişat ve ilerleyen haftalarda buna eklenecek parçalar özellikle yönetim içinde çözülmelerle birlikte tribünlerin daha da karışmasını sağlayabilir. Açıkçası, merakla bekliyoruz olacakları. Görünüşe göre iki taraf da gemileri yakmış.
İlgili bir son haber
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder