Turkcell Süper Lig adına oldukça önemli bir haftaydı 19. hafta. Zirvedeki iki Anadolu takımı, en yakın takipçileri Galatasaray'la olan puan farkını 4'e çıkarırken, düşme hattında dipteki dörtlünün bir üstündeki Antalyaspor'la olan puan farkı da 4'ü buldu. Yani düşenlerle zirvedekilerin biraz daha netleştiği bir hafta oldu 19. hafta. Tabii ki bunda uzun süredir olmadığı kadar etkili ve yanlış hakem kararlarının da payı vardı. Ne olursa olsun, sezonun bitiminde birçok takımın ligdeki yerlerinde büyük etkisi olacak bu hafta oynanan maçların, ve tabi ki hakemlerin...
Haftayı anlatmaya hakem hatalarıyla başlamak lazım. Cumartesi akşamı Galatasaray-Kayserispor maçını staddan izledim. Zaten Lincoln'ün kırmızı kartı ile ilgili yeterince konuşuldu. Kırmızı kart hatalı. Bunun dışında televizyondan izleyenlerin görmemiş olabileceği birkaç detaya dikkat çekmek istiyorum. Maçın son dakikasında, maç 1-1 devam ederken, Galatasaray ceza sahasında top Emre Aşık'ın eline çarptı, Kayserisporlu oyuncular doğal olarak penaltı bekledi. Yardımcı hakem bayrağını tam kaldırmak üzereydi ki, artık onu ne engellediyse kaldırmak üzere olduğu bayrağı yarı yolda indirdi. Tahmin ediyorum, televizyondan izleyenler bunu görmemişlerdir. Özellikle bu hareket, hakemlerimizin taraflı değil, sadece çok kötü olduğunu gösteriyor. Selçuk Dereli'nin 70. dakikalarda adeta Cangele'yle inatlaşırcasına hiçbir düşmesine faul çalmamasını ve birkaç dakika sonra da onu sarı kartla cezalandırması örnek gösterilebilir. Cangele'ye yapılan birkaç hareket çok net faul olmasına rağmen, Dereli bunları adeta inada bindirerek çalmadı.
Kayserispor'a gelince, takımın gol yollarında sıkıntı yaşadığı gün gibi aşikardı. 10 kişi kalan Galatasaray'a karşı bile tek bir net pozisyon bulamadılar. Maçın 60 dakikasını Galatasaray'ın yarı sahasında oynasalar da, gol yollarında etkili olmakta oldukça zorlanıyorlar. Bu seneyi bulundukları yerin üstünde tamamlamaları açıkçası büyük bir sürpiz olur.
Büyükşehir Belediye-Fenerbahçe maçında da aynı senaryo yaşandı. Maçta atılan 2 gol de ofsaytten atıldı. Maçı izlemediğim için hakkında konuşmam yanlış olur, fakat bu maçın skoruna da hakem direkt etki ederek, düşme hattına ve şampiyonluk yarışının rengini değiştirdi.
Sivasspor, Kocaeli'ye karşı beklendiği gibi zorlanmadan kazandı. Kamanan attığı golde doğru zamanda doğru yerdeydi. Kaliteli bir transfer olduğunu çoktan belli etmişti. Takıma bu katkısı devam ederse, Mehmet Yıldız'a olan bağlılığın biraz azalacağını düşünüyorum.
Hacettepe, mutlak kazanmak zorunda olduğu maçta Eskişehirspor'la 2-2 berabere kaldı. Batuhan'ın 87. dakikadaki golü, takımına 1 puanı getirdi. Eskişehirspor taraftarı ile Batuhan arasındaki ilişki ise gün geçtikçe iyileşiyor. Her gol sevincini doğrudan tribünlerle paylaşan Batuhan'ın bonservisini sene sonunda Eskişehir'in alması sürpriz olmaz.
Bir diğer zirve takipçisi Beşiktaş, iki rakibinin puan kaybettiği bu haftayı değerlendiremedi ve Konya deplasmanında 2 puan kaybetti. İzlediğim kadarıyla Ernst iyi bir performans ortaya koysa da, Beşiktaş'ın oynadığı oyun umut vermiyordu.
Haftanın diğer maçlarında ise, Gaziantepspor üst sıralardaki önemli rakibi Ankaraspor'u 2-0 mağlup etti. Düşme hattını çok yakından ilgilendiren Antalyaspor-Denizlispor maçında ise gülen taraf Antalyaspor oldu. Son olarak Gençlerbirliği deplasmanına giden Ertuğrul Sağlam önderliğindeki Bursaspor, Gençlerbirliği'ni 2-1 mağlup ederek rakibine büyük bir hasar vermiş oldu. 19 Mayıs'ın suni çim zemininde ev sahibi takımların neden puan kazanamadığını ise başka bir yazıda tartışalım.
Önemli maçlardan çıkan sürpriz sonuçlar ve inanılmaz hakem hataları bu haftayı unutulmaz hale getirdi. İddia ediyorum ki, sene sonunda canı yanan takımlar, bu haftada aldığı sonuçları öfke ve hüzün ile anacaktır. Herşeye rağmen, Turkcell Süper Lig, hiç bitmesin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder