
Geçtiğimiz 40 yıl içinde
Almanya'ya göç etmiş olan 30 milyon
Türk, bu iki ülkenin birbiriyle olan etkileşimini her alanda arttırdı. Her iki ülkede de milyonları peşinden sürükleyen futbol da, bu etkileşimden haliyle nasibini aldı. Almanya'da yetişen, fakat orada hayallerini gerçekleştiremeyeceğini anlayan gurbetçiler, doğal olarak ikinci tercihini 'ana vatan'ları Türkiye'den yana kullanıyorlar. İşte bu yazı dizisinde, Türk futboluna büyük katkıları dokunmuş olan, Almanya'da yetişmiş gurbetçilerden bahsedeceğim. Bu futbolcuların en önemlilerinden biri, Galatasaray'ın UEFA Şampiyonu kadrosunda da yer alan Ümit Davala...
1973 yılında Almanya'nın
Mannheim kentinde doğan
Davala, futbola 1989'da
VFR Mannheim takımında başladı. Almanya'daki kariyerine
ASV Feudenheim ve
Türkspor Mannheim takımlarında devam etti. Bu aşamadan sonra, kariyerini Türkiye'de devam ettirmeye karar veren Ümit,
Afyonspor,
İstanbulspor ve
Diyarbakırspor maceralarından sonra, adını duyuracağı ve hayatının en büyük başarılarını yaşayacağı
Galatasaray'a 1996 yılında imza attı.
O yıllardaki
Galatasaray'ın kurduğu takımın ana dişlilerinden biri haline geldi. Mevki ayırt etmeksizin oynadığı başarılı oyun,
Fatih Terim'in ondan vazgeçememesini sağlıyordu.
Ümit Davala,
1996-2001 yılları arasında oynadığı
Galatasaray'da, 4 sezon üst üste
Türkiye Ligi Şampiyonluğu, 2 kere
Türkiye Kupası,
UEFA Kupası ve
Süper Kupa'yı kazanarak önemli başarılara imza attı. Bu süre içinde,
Milan karşısında maçın son saniyelerinde, izleyenlerin bile bakmaya cesaret edemediği penaltıyı soğukkanlılıkla filelere göndermesi, ve o golle
UEFA Kupası'na katılmaya hak kazanan
Galatasaray'ın kupayı müzesine götürmesi,
Ümit'in
Galatasaray için yaptığı önemli işlerden sadece bir tanesi...

Başarılı Galatasaray macerasından sonra İtalya'ya gitmeyi tercih etmesi, kariyerindeki hatalı adımlardan biriydi.
2001-2004 arası forma giydiği
Milan ve
Inter takımlarında çoğunlukla ilk 11'e giremeyen
Davala, çoğu Türk futbolcunun yaptığı gibi kariyer planlamasındaki hatadan dolayı büyük bir düşüşe girdi. Fakat bu başarısız süre içinde bile,
Türkiye'nin 3.lüğü elde ettiği
2002 Dünya Kupası'nda Uzak Doğu ülkelerine karşı kaydettiği iki gol ve ilginç saç stiliyle, kariyerinin bu kötü dönemini de asgari zararla atlatmayı başardı.
2002-2003 sezonunda
Fatih Terim'le birlikte tekrar yuvaya dönen
Ümit Davala'ya, Galatasaray da çare olmuyordu. Geçirilen başarısız sezonun sonunda, artık 30 yaşındaki bir futbolcu için her şeyin bitmiş olduğu düşünülüyordu ki, o
"Yenicem seni Almanya!" nidalarıyla
Werder Bremen'in yolunu tuttu. Nitekim o sezonda,
Werder Bremen'le
Almanya Lig ve
Kupası'nı kazanarak,
Türkiye'den başka ülkelerde de başarılı olabileceğini kanıtlıyordu. Bu şampiyonluk, ona yurtdışında şampiyonluk görmüş ilk Türk futbolcu sıfatını da kazandırıyordu.
Bu sezonun sonunda, futboldan başka alanlara da el atmaya karar verip, ve rap tarzında bir albüm çıkarttı. Bu albüm 100.000'in üstünde satınca, herkesin aklına bir
'Acaba?' geliyor, fakat
Ümit, 2006'ya kadar
Werder Bremen'de oynayarak ve bir daha albüm çıkartmayarak, hayatını futboldan kazanacağını net bir şekilde anlatıyordu.

Profesyonel futbol yaşantısını 2006'da
Werder Bremen'de noktaladı.
1994'ten
2006'ya kadar olan süre içinde çıktığı
242 maçta
28 gol atarken,
A Milli Takım formasını
44 kez giyip
4 gole imza attı.
Yeşil sahalarda oynanan futbolu bırakıp, futbol hayatına
futsal ve plaj futboluyla devam etse de, bu sporlarda aradığını bulamıyor, ve kendini tekrar yeşil sahalara atmak için antrenörlük denemelerine başlıyordu.
2007-2008 yılları arasında
Türkiye Ümit Milli Takımı'nı çalıştırdıktan sonra,
2008-2009 sezonu için Galatasaray'a 3. kez, bu sefer yardımcı antrenör olarak döndü. Fakat bu dönüş, diğerlerinden daha kısa sürmüş,
Ekim ayında, yuvasından bu sefer ayrılmak zorunda bırakılmıştı.
1994'ten günümüze kadar Türk futboluna hizmet etmiş
Ümit Davala'nın hikayesi sadece futboldan ibaret değil. Bu hikayede müzikten siyasete kadar çok çeşitli tatlar var. Fakat, ne olursa olsun futboldan kopamayan bir adam
Ümit Davala. Şu anda çalışmıyor olsa da, yakın zamanda onu bir takımın başında göreceğimiz aşikar. Umarım,
Fatih Terim'in izinden giderek Türk futboluna teknik direktör olarak da önemli başarılar yaşatıp, tarihe adını daha sağlam harflerle yazdırmayı başarabilir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder