3 Kasım 2008

TSL 2008/2009 - Galatasaray

Öncelikle herkese merhabalar... Turkcell Süper Lig fırtınalı bi sezona daha gebe olacağını ilk haftalardan göstermişti. Bu bağlamda ligin ilk haftalarından beri herkes tarafından ligin en güçlü kadrosuna sahip takımı olarak kabul edilen Galatasaray'ı ele almak istedim.
Kadrosunu Kewell, Baros, Meira, De Sanctis gibi yıldızlarla güçlendiren Galatasaray, beklenenin aksine tecrübesiz bir teknik adam olan Skibbe'nin komutasında sezona iyi bir giriş yaptıktan sonra inişli- çıkışlı bir grafikle yoluna devam ediyor. Ligde 9 maçta 17 puan toplayarak taraftarlarını hayal kırıklığına uğratan Galatasaray, sırasıyla Kayseri, Antalya, Bursa ve Eskişehir'de puan kayıpları yaşadı. Şampiyonlar Ligi'nden talihsiz bi şekilde elendikten sonra UEFA'da yoluna devam eden Sarı-Kırmızılı ekip kaybettiği puanların hemen ardından oynadığı göze hoş gelen futbolla taraftarlarından özür dilemeyi ne kadar iyi bildiğini gösteriyor.

Gelelim Galatasaray'ın göze hoş gelen futbolunun neden devamlı olamadığına... Artık "Mahşer'in 4 Atlısı" olarak nitelendirebileceğimiz ve takımın her maçta attığı gollerde parmağı mutlaka bulunan oyuncuları olan, Kewell, Lincoln, Arda ve Baros'un uyumları mükemmel. Onlar oynadıkları zaman Galatasaraylı taraftarların yüzlerinde güller açıyor. Gelgelelim dörtlünün herhangi bir futbolcusu sakat yahut cezalı olduğu zaman Galatasaray puan kaybediyor yahut kötü oynuyor. Lincoln'ün sakat olması durumunda mecburi bir şekilde klasik 4-4-2 sisteminde dönen Galatasaray oyun kurmakta ve oyunu karşı sahaya yıkmakta zorlanıyor. İkili forvette verim alınamadığını düşündüğüm Baros'un partnersiz oynaması Galatasaray'ın işine geliyor. Lincoln'ün arkadan bindirmeleriyle zaten yeteri kadar destek gören Baros tecrübesiyle birlikte tek başına karşı defanslara zor anlar yaşatmakta ve gol bulmakta sıkıntı çekmiyor. Kewell yahut Arda'nın sakatlığı durumlarında is oynayacak oyuncuların kalitesi ve hırsı ikisini de mumla aratıyor. Zaten puan kaybedilen karşılamalara bakıldığında "Mahşer'in 4 Atlısı"nın yerinde olmadığı açıkça görülüyor.

4'lü arasındaki en büyük sıkıntı ise Arda ve Kewell'in yaşadığı kanat problemi olarak göze çarpıyor. Ama yine de bu ileri hücum 4'lüsünün ligin en iyi atak gücünü oluşturduğu gerçeğini etkilemiyor. Lincoln displinsiz ve ruhsuz havasından kurtulmuş, Kewell adeta Galatasaray'da futbola yeni başlamış çocuklar gibi hırs ve azimle oynadıkça Galatasaray'ın gol bulmakta sıkıntı çekmeyeceği söylenebilir.

Defansif anlamda da iyi bir kaliteye sahip olan Galatasaray'da defanstaki sorunun hız ve uyum olduğunu düşünülebilir. Meira'nın ön libero mu yoksa bek oyuncusu mu olduğuna bir an önce karar vermesi gereken Skibbe defansın dinamikleri üstünde biraz mesai yapmalı. Emre Aşık'ın stepne görevi görmesi ve oyunda olduğu zamanda yeteri kadar verim vermemesi defansın etkisini azaltıyor. Belki de böyle bol alternatifli bir ön libero ekibi olduğu için Galatasaray çok şanslı. "Biyonik Adam" olarak anılan Linderoth'tan bir senedir sakatlıklar yüzünden verim alamayan Galatasaray'ın onsuz olmasına rağmen libero sorunu yaşamaması bol alternatifi olmasının nimeti olarak görülebilir.
Tekrar görüşmek üzere...

Hiç yorum yok: