16 Eylül 2010

Yerli Pep

Hazırlık maçları en nihayetinde birer hazırlık maçıydı. Fakat Daum’un giderken yanında götürmeyi ununttuğu şansı, Fenerbahçe’nin İsviçre’de erken uyarı almasını engelliyor, Şampiyonlar Ligi’ne hatta tümden Avrupa kupalarına veda etmesine sebep oluyordu. Bu süreçte bir sezon önce ‘’2 sene sonra 20 milyona Real Madrid’e satılacak’’ kategorisinde getirilien Cristian Baroni ve Andre Santos, savunmaya istikrar getirmesi için transfer edilen Fabio Bilica takımın en sırıtan isimleri oluyordu. Üçüyle beraber Alex, Selçuk gibi ağır isimleri taraftarın hedef tahtasına koyansa hiç şüphe yok ki Aykut Kocaman’ın defansı çoğu zaman orta sahaya kadar çıkaran, topa kaybettiği yerde basarak oyunu tümüyle rakip yarı sahaya yıkmaya çalışan, 90 dakika topa hakim olmayı gerektiren "Barcelonavari" sistemiydi. Bu sistem, ağır oyunculara mezar olmasının yanında Fenerbahçe’nin atak sayısını arttırırken niteliğini düşürüyor, son 15-20 dakikada ise takımın tümüyle oyundan silinmesine sebep oluyordu. Bienvenue’nün bizleri yıkan golü bunun canlı bir kanıtı değildi de neydi.

Fenerbahçe Arthur Zico’nun gönderilme sebebine nispet yaparcasına Avrupa kupalarından silinirken lige de 4 maçta 6 puanla başlıyor ve onun giderken söylediklerini tekrar doğruluyordu; "Fenerbahçe’nin kadro yapısı 90 dakika tempolu oynamaya müsait değil’’. Tüm bunların yanında Güney Afrika’dan sakat dönen Lugano’nun takıma geç katılması, geciken forvet ve stoper transferi, yeni oyuncuların takıma uyum süreci tuz biber oluyor, "kanada hapsedilince tüm efektifliğimi yitiriyorum" diye bas bağıran Özer Hurmacı yerine Alex rolüne Stoch’un soyundurulması, tempoya ihtiyaç duyulan dönemlerde inatla yapılıp takıma fren etkisi yaratan Selçuk değişikliği, bir gün iyi bir gün kötü olan Mehmet Topuz ve oyunculardaki isteksizlik bizlere saç baş yoldurtmaya devam ediyordu.
Aragones’e bile bir sezon katlanan yönetimin yerli Guardiola’sıyla sezonu bitireceğine inansam da geçen sezonlara nispeten çok daha iyi bir kadro oluşturduğunu düşündüğüm Fenerbahçe’nin en az 4-5 transfer daha yapılmadıkça bu sistemle başarıya ulaşabileceğini zannetmiyorum. Kurtuluş, yıllardır bu takımı taşıyan oyunu kendi sahasında kabul edip zaman zaman rakibin topa hakim olmasına izin veren ve maç içerisinde 15-20 dakikalık periyotlarla tempo yapıp istediğini alan sistemde. Kısacası kötü başlanan sezonda hazır Avrupa da yokken çifte kupayı getirecek formül açık ve net. Daum’un komplekslerinden kurtulmuş bir Daum sistemi.

5 yorum:

bayc dedi ki...

daum demek kompleks demektir ki bu sebepten daumun koplekslerınden kurtulmak ondan tamamıyle kurtulmayı gerektırır.
son 5 yılının 3 ü sacmalamakla gecen azız baskan bıle bunu farkedebıldı hem de 2 kere!
şampiyonlugu daumla matematıksel olarak son haftada kaybedecegımıze aykutla 20. haftada kaybetmeye razıyız.

mesela dehasını biz çılgın turklerden baska kımsenın farkedemedığı buyuk şef daum olsaydı, sivassporla oynanan cumhuriyet kupası macında kadromuz hosunuza gıder mıydı sayın eren gürer ? :)
.................babacan..........
a. bılgın....önder.......blıca....wederson

............selcuk.......deniz..........

.....deivid......alex..........ozer
...............guıza.................

oyuncu değişiklikleri;

75' deivid - topuz
78' guıza - g.unal
88' alı bılgın - okan alkan

Eren Gürer dedi ki...

Fenerbahçe'ye iki Daum dönemi arasında gelen Arthur Zico'da, Luis Aragones'de ilk maçlarda kendi sistemlerini denemiş ve başarısız olup Daum'un işlediği sisteme dönmek zorunda kalmışlardır. Olay Daum'un dehasında değil, futbol mantalitesinin Fenerbahçe'ye tam anlamıyla uymasında, Türkiye'yi iyi tanımasında, kriz yönetiminin bir çoklarına göre çok daha iyi olmasında.
Daum Fenerbahçe'nin başına gelmiş en başarılı bir kaç teknik direktör arasındadır. Dikkat et başarılı diyorum, iyi futbol oynatan demiyorum. Tercih meselesi ben göze hoş gelen bir futbol oynayıp 5-2 kazanacağımıza sağlam oynayıp, 1-0, 2-0 kazanmayı tercih eden biriyim.
Rotasyon kısmına gelince, Daum komplekslerinden bir tanesi. Aykut Kocaman ile bundan kurtulmak güzel. Ama koskoca bir sezonu tutmayacağı çok belli olan bir sistem uğruna harcamak mantıksız.

Not: Daum Alman milli takımının başına geçmek üzereyken uyuşturucu meselesi patlak vermiş, kariyerinde geri dönülmez bir yola girmiştir.

Not 2: Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonraki sezon Köln'ü Bundesliga'ya yeniden çıkaran teknik direktör Cristoph Daum'un ta kendisidir.

mehmetyenidogan dedi ki...

merhaba ben mehmet yenidogan blogunuzu ve yenilenen kadronuzu ozenle takip ediyorum. oncelikle sayın bayc neden 20. haftada şampiyonluğu kaybetmeye razısınız? bu nasıl taraftarlık? hep destek tam destek anladım ama ben olsam takımım için en iyisini isterim. ayrıca bu yazının biraz taraflı olduğunu düşünüyorum bunu fenerbahceli olmayan bir arkadasımız kaleme alsa (ersin kaya) daha iyi olabilirdi ama eren in bu ilk yazısı hoşuma gitmedi değil. bir fenerli olarak ilk iş olarak christian ın gonderilmesi ve okan ın duzenli 11 oynıyabilecegi bir yere (bjk mesela) kiralanmasıdır. iyi geceler

Adsız dedi ki...

Daum fenerbahce de son 8 yılda 4 kez takımın basındaydı..Bir kere okan alkan gibi bir adam cıkarabildi mi?
Deniz sag acık oynarken bir tane topcu yok muydu sag acıga koyulabilecek..Bu farklı bır akıs acısıydı..Gelelim bu sezonun getirip götürüceklerine..Eren bey'in yazısın da dogru bayc'ın yorumu da..Mesele Daum ve Aykut meselesi degil..Bizim ne istedigimiz meselesi..Biz istiyoruz ki su yavan temposuz futboldan kurtulalım ama aynı zamanda 3-4 gol atıp her macı kazanalım..Eren beye yuzde yuz katılıyorum bu kadroyla imkansız..Fakat ben metmet bey gibi de dusunmuyorum..Bence de 20 hafta sampiyonlugu gerekirse kaybedelim ama su futbol oyunundan uzaklasalım..Unutmayalım Daum'un sistemine uygun olan takım da sami yen de selcukun goluyle macı kazanmasa ligi ilk 4 de bile bitiremeyebilirdi..O yuzden temposuz oyunla bu sıkıntıları cekecegımıze tempolu oyunla bu sıkıntıları cekmeye razıyım..4-3 yenıldıgımız besıktas macı gıbı yenıleceksek her mac ben buna coktan razıyım..Zaten o tur bır mac yılda bır olur fakat gerı kalanlarını farklı kazanırsın..Yalnız kılıt nokta bu sene ne olursa olsun seneye de Aykut'la devam edılmelı ve kadro revızyonunu bıtırmesı beklenmelıdır..Sabırlı olup gerekirse onumuzdeki seneler için bu seneyi cope atabılırız..Bunun en guzel ornegi de son dunya basketbol sampiyonasıdır..

bayc dedi ki...

almanya 2. lıgınde zaten ıddalı bır takımı lıgden cıkarmak buyuk bir basarı mıdır?
o zaman aykut hoca ankarasporu kac sene lig de tuttu. bu durumda ultra basarılı.
mehmet bey ise kiralama yolunu tercıh edıyor ki hangı kiraya gonderdığımız oyuncudan gerı dönüş almışız? gürhan , can sivasspora kiralandılar orada iyide oynadılar ama geri dönüşlerini hayal kırıklıgı oldu.furkan ve onurda transfer oldukları sezonu kıralık olarak eskı takımları sakaryada gecırdı.ama takıp ettığım kadarı ıle su anda a2 de bıle cok one cıkamıyorlar.hazır a2 gıbı bır fırsat varken ve "daum gıbı bır engel yokken" bu oyuncular tıpkı barcada olduu gıbı burda kalıp fenerbahce kulturunu kazanmalıdır. onun dısında christian selcuk falan bunların gonderılmesı gerektıgıne katılıyorum.