15 Eylül 2010

Cim Bom'da Neler Oluyor?


Geçen sezonu çok iyi bir başlangıcın ardından büyük hayal kırıklığıyla kupasız kapatan Galatasaray bu sezona da istediği gibi merhaba diyemedi. Lige 2 maçta puansız başlamanın yanı sıra, Galatasaraylıları asıl üzen gediklisi olunan Avrupa kupalarından elenilmesiydi. Geçen sezon sakatlıklarla boğuşan takımın en iyilerinden Keita'nın satılması, Elano ve Arda'nın durumlarının belirsizliği ve de beklenen transferlerin yapılamaması, klupte erken bir kaos ortamı yarattı. Şimdi ise Galatasaray bu kaostan çıkmak için mücadele veriyor.
Basının aksine, ben ve bir çok Galatasaray taraftarı bu süreçte Rijkaard'ın arkasında duruyor. Aslında yönetim de böyle düşünüyor olmalı ki zirve yarışından mart ayında kopmuş takımın teknik direktörünü Türkiye'de hiç de alışık olmadığımız şekilde takımda tutmaya karar verdiler. Rijkaard'ı savunmamın başlıca nedeni çok gündemde olan şu kalite olayı. Geçen sezon yaşanan sakatlıkların ve yapılan transfer hatalarının ardından Rijkaard'ın elinde kabul etmek gerek ki oldukça yetersiz bir kadro vardı. Bu sezonun henüz başında olmamıza rağmen Karpaty maçında sahaya sürecek 11'i zor bulabildi. Öyle ki milyonlarca Galatasaraylıyı deli eden Ali Turan, takımın yaptığı ilk 8 resmi maçta en çok sahada kalan 3. futbolcu oldu. Bu durumda Avrupa'nın önde gelen teknik direktörlerinden biri olan Frank Rijkaard'ı eleştirmenin haksızlık olacağını düşünüyorum.
İşin teknik bölümüne bakacak olursak, Galatasaray'ın geçen sezon başından en büyük farklarından biri fizik kondisyon. Takımı aynı hocalar çalıştırmasına ve Dünya Kupası'na çok sayıda oyuncunun gitmemesine rağmen Galatasaray takım olarak geçen sezon başındaki formundan çok uzak görünüyor. Bunun başlıca nedeni takımın sezonu geç açması. Bu sezonu Galatasaray geçen sezona göre 2 hafta geç açtı, bu da takımın geç form tutması demek. Ayrıca 11'deki oyuncuların kalitesi de oldukça farklı. Keita-Sabri koridorunu Serdar-Ali Turan gibi el freni etkisi yaratan ikili aldı. Orta sahada Barış-Ayhan-Sarp üçlüsü ise pas ve pres yapmaktan aciz sadece keleci ve stoperlerle üçgen kurmayı başarabiliyor. Bu bölgeye pas yapma ve oyunun yönünü değiştirebilme meziyetlerine sahip Elano ve Misimoviç gibi oyuncuların monte edilebilmesi şart. Insua transferiyle de Galatasaray Hakan Ünsal'dan sonra ik defa hucümcu bir sol beke sahip oldu. Hakan Balta'nın düşük formu ve buna ilave olan sakatığından sonra Insua'nın formayı bırakmayacağını düşünüyorum. Sabri'yle birlikte sahada olduklarında Galatasaray'ın rakiplerini oldukça tehdit eden uçak gibi iki beki olacak. Defansın ortasındaysa Servet-Neill ikilisinden umutluyum ama zamana ihtiyaçları var. Fakat Servet son maçtaki performansıyla eski günlerine dönüş sinyalini verdi. Galatasaray'ı bekleyen bir potansiyel tehlike de geçen sene de yaşanan forvet sıkıntısı. Baros'a alternatif olarak alınan Mehmet Batdal hazırlık döneminde etkieyici bir performans sergilemesine rağmen ligin başlamasının ardından Galatasaray'ın meşhur sağlık ekibinin elinden kurtulamadı.
Takımda çok tartışılan bir konu da liderlik. Geçen sezon başında Arda'yı kaptan yapan yönetim, sezon sonuna doğru Arda'yla taraftarın arasının açılmasına neden olmuştu. Bu sezona yeni bir sayfa açarak başlayan Arda Milli Takım'da sakatlandı ve gelen haberler, Arda'nın yaklaşık 3 hafta sahalardan uzak kalacağı yönünde. Bu sürede takımı sırtlayabilecek ve liderlik yapabilecek birinci aday ise her Galatasaraylı'nın gönlünde taht kuran Harry Kewell. Müthiş bir profesyonellik gösteren Kewell, maçlardan önce tribüne ilk çağırılan oyuncu konumunda. Ali Sami Yen'de ve de daha sonra Türk Telekom Arena'da Daddy Cool'u daha çok dinleyeceğiz gibi görünüyor.


Zorlu Eskişehir maçından alınan 3 puan ve ardından yapılan Insua&Misimovic transferleri Galatasaray içinde tekrar bir umut ışığı yakmaya yetti. Gaziantep maçındaki dolu tribünler de bunun bir göstergesi. Gaziantep maçında genel olarak Galatasaray iyi oynamamasına rağmen, ikinci yarıdaki 20 dakika takımdaki potansiyeli ortaya koydu. Transferlerin takıma alışması ve maç temposunu yakalamasıyla, oyuncular kaybettikleri güveni ve havayı tekrar yakalayacaklardır. Bunun için de 2-3 maç art arda kazanılmasının yeterli olacağını düşünüyorum. Galatasarayın yaptığı son lig maçında da oyuncuların güvensizlikleri açıkça görüldü. Son yirmi dakikada Pino, Baros ve Aydın gibi kontra atak silahlarına rağmen orta saha oyuncuları ileri oynamaya adeta korkarak hep yana ve geriye oynamayı tercih ettiler. Ama daha önce de belirttiğim gibi, bir kaç sıralı galibiyet takımı tekrar şampiyonluğun güçlü adayları arasına sokabilir.

Hiç yorum yok: