2007/2008 sezonundan başlayalım. Galatasaray, sezonun sonlarına doğru yaptığı teknik direkör değişikliğine rağmen şampiyon oluyor, bunda belki de en büyük paya sahip oyuncu Arda Turan, beklendiği gibi Euro 2008 kadrosuna çağrılıyordu.
Yorucu bir sezonun ardından en az o kadar yorucu olan milli takım kampında geçiriyordu günlerini Arda Turan, diğer birçok arkadaşı ise o sırada milli takımın ne yapacağını düşünürken Antalya'da güneşlenmekle meşguldu.
Euro 2008 geldi çattı. Porekiz maçında ilk 11'e alınmayan Arda, milli takımın diğer bütün maçlarında aktif rol alıyor, oynadığı oyun ve attığı gollerle Avrupa 3.lüğünde de aslan payına sahip olan isimlerden biri oluyordu.
Euro 2008 dönüşünden sonra birkaç günlük izin yapmaya hak kazanan Arda, ufak bir aradan sonra bu kez Skibbe önderliğindeki Galatasaray'ın sezon öncesi kampına girip takımının başarısı için ter dökmeye başlıyordu. Bu kampın sonrasında başlayan ve fiyaskoyla sonuçlanan 2008/2009 sezonunda da takımının en önemli hücum silahı sıfatını elinde bulunduran Arda'nın maçların çoğunda 90 dakika forma giydiğini belirtmeye gerek yok sanırım.
Galatasaray bu sezonda elde ettiği 5.likle Avrupa Ligi'ne gitmeye hak kazansa da, ilk ön elemenin 15 Temmuz'da olmasından dolayı sezonu 23 Haziran'da açacak. Şüphesiz, iki senedir tatil yapamayan Arda Turan, buna en çok üzülen isim olacak. Zira yine şu anda, birçok takım arkadaşı tatil yaparken, Arda, Azerbaycan ve Fransa ile oynanacak milli maçlar nedeniyle milli takım kampında ter döküyor.
22 yaşındaki genç oyuncu, neredeyse dinlenme fırsatı olmadan 3. sezonuna girmek üzere. Benim isteğim, bu genç oyuncuya, gerekirse ilk ön eleme turunda oynatmamayı göze alarak, hakettiği izni vermek. Şüphesiz, mental ve fiziksel olarak gereken enerjiyi depolayabilirse, 2009/2010 sezonunda Rijkaard önderliğindeki Galatasaray'ın en önemli kozu olacaktır Arda, yeter ki birkaç gün doyasıya dinlenebilsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder