7 Mayıs 2009

İçimizdeki Katalanlar

Bu yazı içimizdeki Katalanlara, uzay futbolu severlere, pas-pas-pas, şuta ne gerek varcılara, müthiş konsantrasyonla yapılan kademeli defansın futbolu çirkinleştirdiğini düşünenlere, yıllardır aynı topu oynayan Iniesta'yı 1 ay önce farkeden populistlere, her takım Real Madrid ve Bayern Münih gibi sere serpe defans yapsıncılara, her maç 7-7 bitsincilere, işlerine gelince kaleyi bulan tek şutla kazanılan maçın sonunda 'ilahi adalet' naraları atanlara ve İngiliz futbolunun üstünlüğünü bir türlü kabul edemeyen tüm futbolseverlere ince bir sitemdir.


İyisiyle kötüsüyle heyecanın üst düzeyde olduğu bir Şampiyonlar Ligi yarı final mücadelesini geride bıraktık. Son zamanlarda mitleştirilmeye çalışılan Messi ve ayağa pasa dayalı hücumcu Barcelona ile deplasmanda defansif futbolunu dibine vuran ama evinde oyunun her iki yönünü de başarıyla oynayan çirkin Chelsea arasındaki bu müsabaka kazananı deplasmanda ilk kaleyi bulan şutunu 90+3'te Uzaylı Messî'nin pasını İniesta'nın ayağından gole çeviren Barcelona oldu. Iniesta demişken neredeydi bu passever güruh 3 senedir, bilemedim. 3 sezondur aynı topu oynuyor adam, Euro 2008 Şampiyonu İspanya'nın da Xavi'den sonra en önemli oyuncusu zaten ki Barcelona'da da bu durum aynı, moda futbola pek uygun bir terim değil ama başka açıklaması yok bu Iniesta çılgınlığının. Maça dönersek, çoğu kişinin de söylediği gibi erken bulunan golün çok yararı oldu Chelsea'ye maç boyu. Yaşadığı uzun sakatlıklar yüzünden modası geçmekte olan Essien'in de kendini hatırlatması açısından güzel bir enstantaneydi gol. Gol sonrası; çoğunluğu 1. ve 2. bölgelerde olmak üzere sürekli pas yapan ama sert savunmayı bir türlü aşamayan bir Barcelona izledik. Chelsea ise Nou Camp'dakinden çok farklıydı ve özellikle Drogba'yla çok etkili pozisyonlar buldu. Anelka'nın pası sonrası Pique'yi yere yatırdığı poziyonda bomboş Essien'i görse maçı orda bitirmişti Drogba. Pozisyon harcamaktaki hoyratlıklarının başlarına bela olabileceğini eminim Hiddink de düşünmüştür son dakikalara doğru. 90+2 dakikalık konsantrasyonun bir anlığına bozulması ve Essien'in büyük hatasıyla her şey hüsrana dönüştü Chelsea için. İniesta'nın o mükemmel şutunu eski Cech kurtardı belki ama kasklı Cech'in o topu çıkaramaması çok şaşırtmadı bizi. İki taraf için de hakettiler geyiklerine girmek manasız olur. Manchester United için sonuna kadar söylenebilir bu ama bu iki takım arasında o derece bir fark yok. İngiliz Futbolu'nun derin analizi başka bir yazıya kaldı artık. Burdan son sözüm Daniel Alves'e; Sabri'yle girdiğin uzayın en iyi sağ beki olma mücadelesini hiç bir zaman kazanamayacaksın, bunu bilesin.

3 yorum:

Juan y Fer dedi ki...

Hello,
it arrived to the final the best team, no doubt
Regards,
http://saqueneutral.blogspot.com/
(a blog about sport in English and Español)

neverLander ® dedi ki...

juan senin hakan balta, hatta daha kötüsü ergün penbe falan olmandan acayip tırsıyorum, ne yalan söyleyeyim. bunu ingilizce yazardım da boşver, sen kafana göre takılıyorsun, biz de öyle yapalım. ahah.

Adsız dedi ki...

Daniel Alves yorumu mukemmel