13 Mart 2009

Neden Ben?

“Hey coach, heey. Coach? Why me?”

Duyabildiğim kadarıyla böyle seslendi Lincoln çiçeği burnunda teknik direktörüne oyundan alınırken. Haklı mı haksız mı ona sonra geleceğiz.

Çıkan kadrolara bakalım :

Hamburg
Rost, Boateng, Alex Silva, Mathijsen, Aogo, Benjamin, Jarolim, Trochowski, Jansen, Petric, Guerrero
Subs: Hesl, Gravgaard, Torun, Pitroipa, Ndjeng, Rincon, Olic

Galatasaray
De Sanctis, Sabri, Emre Aşık, Hakan, Volkan, Barış, Ayhan, Arda (Dk. 83 Hasan), Lincoln (Dk. 58 Mehmet Güven), Kewell, Nonda (Dk. 73 Ümit)
Subs: Orkun, Semih, Mehmet Güven, Yaser, Serkan, Ümit, Hasan

Goals: 0-1 Akman (32.), 1-1 Jansen (49.)

Attendance: 50,500 (sold out)

Referee: Viktor Kassai (Hungary)

Booked: Guererro, Aogo, Jarolim, Boateng / Özbek, Yaman, Turan

Sent off: - / Emre Asik (52.)

Bir çoğumuzun bildiği üzere Hamburg da son dönemde defansif yönden sıkıntılı. Bek Demmel ve stoper Gravgaard önemli eksiklerdi. Gravgaard’ın yerini orta sahadan Alex Silva’yı geri çekerek doldurdular. Ayrıca kaleci Rost’un uzaktan şutlarla arasının limoni olması Hamburg’un bizi sevindiren dezavantajlarındandı. Bütün bunlara bir kaç maçlık formsuzluğu da ekleyip Galatasaray’ın avrupa performansını düşününce şartlar eşitleniyordu.

Galatasaray’da ise beklendiği gibi uyumlu sol koridor bozulmuş, Hakan Balta stopere çekilmişti. Uyumsuz bir tandem, maç eksiği olan bir sol bek, pimi çekilmiş bir sağ bek. Böyle bir defans kurgusuyla - beklendiği gibi- başladı Galatasaray. Kadro hakkında şahsi birşeyler söylemek gerekirse, sahaya çıkan takıma Nonda dışında itiraz edemem fakat Bülent Korkmaz’ın maç içi yanlış hamleler yaptığını düşünüyorum ki bunlara sırayla değineceğiz.

İki takım da birbirinin orta sahasını bozmaya çalıştı dün. Hamburg Guerrero’yu orta sahaya yakın kullandı, ileride ise Petric yalnızdı. Olic’in yedek kalması Galatasaray’ın ekmeğine yağ sürdü, çünkü sürati ve şut tekniği, bu bu defansı rahatça altedecek düzeyde.

Maç düşündüğüm gibi iki takımın da tam anlamıyla yüklenmeye cesaret edememesiyle orta alanda geçiyordu ki kontrayı yakalayan Galatasaray şanslı bir şekilde de olsa golü buldu. Buna karşılık olarak Hamburg’un bir kaç atağı De Sanctis’in ellerinde eriyince soyunma odasına önde giden biz olduk.

İlk yarıda en çok dikkatimi çeken –savunanların fazlalığına karşın- Nonda’nın etkisiz oyunu oldu.İleride top tutması için kadroda olan adam aldığı topu 30 metre geriye taşıyabiliyorsa, kendi sahasından ontra atağa çıkarken topu durdurup etrafına bakıp sonra da 10 metre geriye pas veriyorsa ben o seçimi sorgularım. Dün bırakın ileride top tutmayı, defansı dağıtmayı/rahatsız etmeyi, şut çekmekten bile aciz bir Nonda vardı sahada. Maça Ümit Karan’la başlansaydı en azından Hamburg geri dörtlüsünün rahat top yapması engellenmiş olacaktı. Ayrıca bitirici vuruş üstünlüğü de cabası. Ümit’in ligdeki form düşüklüğünü bahane olarak ısıtıp sunanlar bireysel olarak takımın 2.yarı form grafiğine bir baksınlar derim.

Devre arası Martin Jol ateşli bir konuşma yapmış olmalı ki Hamburg ikinci yarıya daha istekli girdi, istediğini 10 dakikada elde etti. Sonrası ise “ha yedik ha yiyeceğiz” diye sıkıntılı geçen, dünyaca ünlü bir orta saha oyuncusunun stoper oynatılmasıyla hayretler içinde izlenen bir ikinci yarı. Golde yine defans yapmaktan anlamayan Sabri’nin hatası var, üstüne gidip orta yapmasını engellemeliydi. kırmızı karta gelirsek, ağır bir karar olduğunu düşünüyorum. Elleri havada koşan Emre’nin şansı şöhretine ihanet etmedi. Sarı kart normal bir karar olurdu, macar hakem Kassai de 53 dakikalık duruşundan geri adım atmayınca haksız bir karara imza attı. Özellikle oyunun başlarında çaldığı düdükler genel olarak iki takımın da oyununu etkiledi.

Kırmızı kart sonrası Nonda yahut Arda’nın çıkmasını bekliyordum şahsen. Nonda’yı çıkartıp o bölgeye Kewell’ı çekmek oldukça mantıklı bir hamle olacakken Lincoln’ün çıkarılması en az Lincoln kadar beni de şaşırttı. Lincoln’ü çıkartıp defans alsaydı böyle bir tepki olacağını sanmıyorum ama “sırf kendisinden daha çok koşması bekleniyor diye” orta sahaya takviye olarak Mehmet Güven’in alındığını görünce tepki göstermemek de elden gelmeyebilir sanırım. Fakat ne kadar haklı da olsa bu tür kaprisleri sonunu hazırlıyor Lincoln’ün, bunu da tarihe not düşelim. Kewell da geldiğinden beri kanat oynatılmakta ısrar ediliyor ama daha önce oynadığı takımlardan bildiğimiz üzere ofansif orta saha ve forvette de oynayabilen bir oyuncu. Şutlarından, derinlemesine paslarından faydalanmak için orta alana daha yakın oynatmak akılcı olabilir.

Mehmet Güven’e de bir parantez açmak lazım. 4 teknik direktör eskitti, bu 4 hoca transfere on milyon dolarlar harcadı, bu adam hala burada. Altyapıdan çıkmış oyuncu bulundurma kontenjanından yer buluyor sanırsam. Açıkça söylemem gerekir ki an itibariyle Galatasaray kalibresinde olmayan ve olacağı umudunu da vermeyen bir oyuncu.

Bülent Korkmaz çok da savunduğum bir seçim değildi Skibbe sonrası. Kendisinin takıma gelmesini her ne kadar istiyor olsam da şu an içinde bulunduğumuz ortam kendisi için çok da uygun değil diye düşünüyordum. Fakat dün Kewell’ı stoper oynatma kararıyla ve Semih Kaya’ya gösterdiği güvensizlikle güvenimi iyice sarstı, mesele Kewell’ın iyi ya da kötü oynaması değil. Bir orta saha/forvet oyuncusundan stoper çıkartma çılgınlığı yerine halihazırdaki stoperi oyuna sokmak daha mantık dahilinde bana göre.

Meira’nın satışının düşüncesizliği bu dönemde ortaya çıkacak. Umarım onu aramayız.

5 yorum:

Jordi Metal dedi ki...

Kewell'ın orta sahada göbeğe yakın değerlendirilmesi bencede doğru hatta

Barış-Topal-Arda

L10-Kewell

Baros

formatı çok daha can yakar.

neverLander ® dedi ki...

@Jordi Metal

düşündüğüm tam da öyle birşey jordi.

kutay dedi ki...

mehmet guven 4 hoca eskitti dedıgın gıbı.
gerets zamanı oynadı, kalli zamanı oynadı, skibbe oynattı, bülent de gelir gelmez oynattı.
bu 4 adam yanlı biliyor olamaz, hiçbir hoca bindiği dalı kesmez.
altyapı kontejanından ferhat,özgur,cafer giremiyorsa, bu zor donemde semih oynamıyorsa mehmet'te birşey var demektir.
son zamanlarda da oldukça yükselen bir grafiği var

neverLander ® dedi ki...

@kutay

öncelikle fikrini belirttiğin için teşekkürler. konuya gelirsek, bahsettiğin cafercan-özgürcan-ferhat'lardan hiçbiri mehmet güven ile aynı bölgede oynamıyorlar, kaldı ki o bölgede galatasaray paf'ından sivrilen birisi olmadı. olsa yer bulur zaten kolaylıkla.

çok nitelikli bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum ben mehmet'in. gönderilse yerine kendi ayarının üstünde bir adam bulmak[hem de türk] biraz pahalı olacağı için hala kadroda yer buluyor mehmet.

Haketo Zaman dedi ki...

benim de duyduğum "why me?"ydi, ertesi gün gazetelerde de "hey coach, f**k off" vardı.
Hey gidi medya...