8 Mart 2009

Kanarya Yavaş Yavaş...

Süper Lig'de haftanın maçı Kayserispor-Fenerbahçe maçını geri bıraktık. Bu mücadele ligdeki dengeler adına önemli bir maç olmasının yanında Kadir Has Stadyumu'nun açılış maçı olması nedeniyle de ayrı bir önem taşıyordu. Bu zorlu maçı Fenerbahçe ilk yarısında sezonun en iyi futbollarından birini oynayarak 2-0 kazanmasını bildi ki bana göre Volkan'ın kırmızı kartı olmasaydı bu iyi oyununu ikinci yarı da sürdürerek farkı açması içten bile değildi.

Maç boyunca sahada uzun süredir görmediğimiz derecede kontrollü ve ne yaptığını bilen bir Fenerbahçe vardı. Üst seviyedeki defansif konsantrasyon ilk yarıda Kayseri'ye Topuz'un şutları dışında pozisyon şansı vermedi. Maçın en iyileri Lugano ve Gökhan Gönül özellikle kademede inanılmaz başarılıydı. Roberto Carlos defanstaki çabukluğunun yanı sıra bu maç özellikle hücuma çok fazla katkı sağladı. Uzun mesafeden ayağa attığı milimetrik paslarla takımını pozisyona soktu, iki golde de onun payı vardı. Alex çok etkili olmasa da ayağına gelen her topu olumlu kullandı ve harika da bir gol attı. Semih de bildiğimiz arkası dönük takıma çok katkılı oyununu oynamasa da çok koştu ve orta sahaya kadar gelip pas alış-verişlerinde bolca gözüktü. Fırsatçılığını ve takipçiliğini konuşturarak artık alıştığımız gollerinden birini Kayseri ağlarına göndererek Kadir Has'ta gol atan ilk oyuncu ünvanını aldı.

İkinci yarının başında Volkan bizlere en çok kırmızı kart gören kaleciler listesinde rekor kovaladığını yine gereksiz agresif bir hareketiyle oyundan atılarak kanıtladı. Kart kesinlikle doğruydu. Bunun üzerine Aragones tercihini Deivid'i çıkarmaktan yana kullandı. Her ne kadar maç boyunca etkisiz gözükse Deivid kanadında savunmaya sık sık yardıma gelen bir oyuncu olduğundan Fener'in sağı aksamaya başladı. 'Dede' daha sonra Guiza'yı sahaya sürüp ona sağın savunmasına yardım etme talimatını verse de bir işe yaramadı. İlk yarıda Cangele ve Bilal'in defansın arkasına attığı topları çok rahat kesen savunmanın kademe anlayışı kayboldu ve bunun üzerine Kayseri pozisyonlar bulmaya başladı. Fakat yine de Gökhan ve Lugano nasıl bir ruh halindeyseler artık pozisyonları engelleyemiyorsak biz de topun üzerine atlarız prensibiyle rakip forvetlerin son vuruşlarına müthiş zamanlama gerektiren kritik müdaheleler yaparak tehlikeleri önlediler. Tüm bunları göz önüne alırsak Fenerbahçe'nin istediği zaman gerçekten çok iyi savunma yapabildiği kanısına varabiliriz.

Kayseri'de ise bana göre iki oyuncu dışında iyi oynadı diyebileceğimiz isim yoktu. Bunlardan biri gerek etkili şutları, direkten dönen topu; gerek attığı derinlemesine paslar ve koşularıyla Fener'i zorlayan Mehmet Topuz. Diğeri ise özellikle kontralarda yaptığı kritik müdaheleler ve genç yaşına rağmen formasının hakkını her zaman olduğu gibi bu maçta da veren Eren Güngör. Gerçekten müthiş bir defansif yeteneği var ve geleceği çok parlak. Umarız bu istikrarını korur.

Fenerbahçe son haftalardaki başarısını bu maçlada sürdürerek önemli bir üç puanı hanesine yazdırdı. Aragones'in de Fener'i eski oturmuş sistemiyle oynatmasının bunda payı büyük. Her maça bu konsatrasyonla çıktığında, bu defansif başarıyı gösterdiğinde durdurulması güç bir takım olacaktır. Sarı Kanarya yavaş yavaş toparladı ve sezon başında hayal gibi gözüken şampiyonluğa bu futboluyla göz kırpıyor...

Hiç yorum yok: