15 Mart 2009

Trabzon 2 - 2 Galatasaray

Maç başlangıç saati 19:00'da değil, bir saat önce, kadrolar açıklandığında başlamıştı aslında. Ersun Yanal Yattara'yı kadroya dahi almazken, Bülent Korkmaz Lincoln ve Kewell'ı kadroya almamayı tercih ediyordu. Bana göre gayet yerinde bir hamleydi Lincoln ve Kewell'i dinlendirmek. İkisi de hem lig hem UEFA'yı bir arada taşıyacak fiziksel kapasitede oyuncular değil. Galatasaray'ın hedefleri doğrultusunda bu maç dinlenmeleri daha isabetli oldu.
Yanal'ın Yattara'nın yerine Alanzinho'yu oynatma hamlesi ise oyunun kaderini baştan aşağı değiştirdi. Alanzinho'nun golündeki vuruşu yapabilecek çok az adam var Avrupa'da. Şüphesiz ki kaliteli bir transfer, fakat Trabzon'a yararlı olacağını düşünmüyorum.

Maç, beklendiği gibi gayet tempolu ve pozisyonlu geçti. Hakeme ise yine ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Galatasaray'ın golünden önceki pozisyon, net bir faul. Fakat düşen oyuncunun bir Brezilyalı olması, hakemlerde bir önyargı oluşturuyor. O pozisyonda yerde kalan isim Lincoln de olsa, çıkan karar farklı olmayacaktı. Bu pozisyondan sonra maçın kontrolünü tamamiyle kaybeden hakemin aklında, sadece golden önce verdiği kararın ne kadar doğru olduğu vardı.
Golde ise Baros'un topu klasik bir biçimde ayağından fazla açtıktan sonra şık bir vuruşla bu hatasını toparlaması, kendisini tüm hafta boyunca gelecek eleştirilerden kurtardı.
Maçın kırılma anı olarak Isaac'in kaçırdığı karşı karşıyayı ve Yaser'in gördüğü kırmızı kartı gösterebiliriz. Isaac'in pozisyonunda De Sanctis ne kadar 'ekstra' bir kaleci olduğunu gösterirken, Yaser Galatasaray kariyerini bana göre bitirdi. Öyle bir noktada takımın, hatta sezonun kaderini değiştirebilecek bir hata yaptı genç oyuncu. Takımının son dakikaları 10, hatta Arda'nın sakatlığını da sayarsak 9 kişi oynamasını sağladı.

Trabzonspor'un son golünden önce kenarda bekleyen Serkan Kurtuluş oyuna girebilse ne olurdu, asla bilemeyeceğiz. Fakat bir gerçek var ki, Trabzonlu oyuncular Arda'nın bacağına giren krampona dua etmeliler. Bacağında öyle bir yara ile dakikalarca pres yapmaya çalışan Arda'ya ise diyecek hiçbir şey yok. Bu taraftar seninle gurur duyuyor!

Hiç yorum yok: