7 Eylül 2008

Hiç Olmazsa Massa

Kimi'yi geçerken şikanı düz geçmişti Hamilton. Daha sonra yol verdi, de verdikten sonra direkt geçti. Bir gariplik olduğunu düşündüm yarış sonrası ama ceza beklemiyordum açıkcası. Pitten geçme cezası niyetine 25 saniye eklediler Hamilton'un derecesine. Massa 1. oldu böylece. Heidfeld de bir sıra yükseldi. Hamilton kürsüdeki yerini kaybetmedi hiç olmazsa. Pilotlar klasmanında liderliğini kaybetmedi Hamilton ama geçen seneyi hatırlayınca 2-3 puanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Hadi Kimi moral olsun bu olay sana...

Keegan Newcastle'da?

Geçtiğimiz günlerde yönetimle bazı konularda anlaşamadığı için istifa eden Newcastle teknik direktörü Kevin Keegan'ın takıma geri dönebileceği konuşuluyor. Tabii ki bunun için bazı şartların oluşması gerekiyor. Eğer takımın sahibi Mike Ashley, takımı Hint iş adamı Anil Ambani'ye satabilirse, King Kev geri dönebilir. Ambani'nin takımın başına tekrar Keegan'ı getirmek istediği söylentiler arasında. Eğer bu geri dönüş gerçekleşirse, şüphesiz ki futbol tarihinin en ilginç olayları arasında yerini alacaktır.

Ne Yaptın Kimi ?


Schumi sonrası F1 zevki azalmış birisi olarak, uzun zamandır yakından takip edemiyorum F1'i. Genelde burayı "Kim kazanmış?", "Kim lider ya?" şekline döndü son zamanlarda ilgim. Bugünkü Belçika Grand Prix'i ise beni eski günlerime döndürdü. Son 5 tura kadar önde olan Raikkonen, Hamilton'un müthiş atağı karşısında ikinciliğe düştü. Ardından tur bindirme esnasında geri aldı liderliği diye sevinirken, spinle tekrar geri düştü. Yarışı da tamalayamadı, gitti duvara tosladı. Şansızlığıyla ünlenmiştir Kimi ve biz onu hep böyle sevmişizdir aslında. Burada yağmurun da etkisi vardı tabi bu olanlarda. Heidfeld de son turda 3 araç geçerek 3.oldu. Lastik olayı var tamam ama yine de helal olsun. Raikkonen buradaki 0 puanıyla şampiyonluğu zora soktu. Hatta pilotlar klasmanındaki 3.lüğünü de Kubica'ya kaptırdı. Kimi'den ümit kesilmez ama baktık olmuyor Massa'ya dönücez artık ne yapalım. Forza Tifosi...

Türkiye U-21


Dün oynanan maçta Türkiye Ümit Milli Takımı, Çek Cumhuriyeti'ni 2-0 mağlup etti. Bu galibiyetin ardından, 2009 Avrupa Şampiyonası Elemeleri 2. Grup'ta Türkiye 16 puanla liderlik koltuğunda otururken, arkasında 14 puanlı Çek Cumhuriyeti bulunuyor. Geriye her takımın yapacağı 1 maç kaldı.
Ümit Milliler'in son maçı 9 Eylül Salı günü Ermenistan'la. Bu maçı kazanırsak, 2009 Avrupa Şampiyonası'na katılma hakkı elde edeceğiz. Ali Sami Yen'de oynanacak maçın bilet fiyatları şöyle açıklandı:
Eski Açık: 3,00 YTL
Kapalı Alt: 7,00 YTL
Kapalı Üst: 4,00 YTL
Numaralı: 7,00 YTL
Yeni Açık: 3,00 YTL
Hem Türkiye'nin genç yıldız adaylarını yakından görmek, hem de numaralıdan 7 YTL'ye maç izlemek için bulunmaz bir fırsat.
Örneğin 2007'nin Ekim ayında Kadıköy'de oynanan Ukrayna maçına gidenler, Mevlüt Erdinç'i izleme fırsatı bulmuştu. 2009 Avrupa için son viraj olmasının heyecanı da cabası. İstanbul'daki futbolseverlerin daha iyi bir işleri yoksa bu maçı kaçırmamalarını tavsiye ediyorum.

Fergie ve City


Manchester United'ın ezeli rakibi City, Arap iş adamları tarafından satın alındı. Bu olaydan sonra, İngiliz medyasında mikrofonlar Manchester United'ın teknik direktörü Sir Alex Ferguson'a döndü. Fergie bu olay hakkında şöyle bir açıklama yaptı: "Endişelenmiyorum. Zaten çok iyi bir kadromuz var ve bunu geliştirmek için uğraşıyoruz, biz kendi işimize bakmalıyız. Futbolda her zaman rekabet vardır. Son yıllarda rakibimiz Chelsea idi, ondan önce Arsenal vardı. Rakiplerimiz kim olursa olsun onlarla mücadele edeceğiz. Rakibimizin kim olduğu veya nereden geldiği hiçbir şeyi değiştirmez." diyor İskoç teknik adam.

Fergie, City'nin teknik direktörü, aynı zamanda kendisinin de eski öğrencisi Mark Hughes'la ilgili bir soruya şöyle cevap veriyor: "Genç bir menejer için tüm bunlar çok zor olmalı. Onu birkaç maça göre yorumlamak yanlış olur, çünkü kendini bambaşka bir ortamda buldu."
City'nin Ocak'taki transfer döneminde Cristiano Ronaldo için astronomik bir teklif yapmaya hazırlanması içinse çok onur kırıcı tek kelimelik bir cevabı var Ferguson'ın: "Konuşabilirler..."

Park Ji Sung

Güney Kore ve Japonya'nın ev sahipliğini yaptığı 2002 Dünya Kupası'nda Güney Kore'nin gruptan çıkmasını sağlayacak golü attıktan sonra böyle seviniyor Park. Stadda sevinç çığlığı atan 10.000'lerce Koreli var tabii ki. Tuncay, bu adamdan özendiysen, bak bir anlık sevinçle ne yapacağını bilememiş adam, sen de bırak artık.

6 Eylül 2008

Fedex Finalde


Elim futbola gitmiyor bir kaç gündür. Transfer döneminin kapanması ve liglere verilen milli maç arası nedeniyle pek hoşlanmadığım bir hafta sonu oluyor. Neyse ki US Open var da geçiyor zaman. Roger Federer kendimi bildim bileli desteklediğim, sevdiğim adam. Nadal'ın benim için anlamı bir Hakkinen, bir Kobe kadar kötü. US Open 2008' e çok da iyi başlamadı oyun olarak Roger ama gittikçe eski günlerine dönüyor. Yarı finaldeki Djokovic maçında gerçekten çok üst düzey bir tenis oynayarak aldı maçı. Diğer yarı final mücadelesinde yağmur girdi araya. Murray çok zorladı Nadal'ı. Setlerde 2-0 lık Murray üstünlüğü varken ertelendi maç. Bu erteleme final maçını pazartesiye atacak gibi. Ordan kim gelirse gelsin Fedex US Open'ı alıp sezonu iyi kapatır. Gönülden inanıyorum...

Tom Henning Ovrebo

Türkiye-Ermenistan gibi sıkıcı bir maçtan kafamda kalan tek şeydi Ovrebo. Öyle bir futbol sevgisi ve anlayışı var ki bu adamın içinde, kesmiyor maçı. Dünya üzerindeki hakemlerin %80'inin faul çalacağı pozisyonları es geçiyor, topun sahada serbestçe dolaşmasını istiyor. Bunun sonucunda, ortaya iğrenç bir zeminde, formsuz iki takıma rağmen; hızlı ve akıcı bir oyun çıkıyor. Eli de kolay kolay cebine gitmiyor. Gösterdiği tek sarı kart yanılmıyorsam Gökhan Zan'aydı. Bu adam dünyanın hatasını da yapsa, maçı da katletse kızmam arkadaş. Anladım ki bu adam iyi niyetli, bu adam da bizim gibi maç izlemek istiyor.
Yapı olarak da Collina'nın daha kallavisi. Türkiye'nin maçlarına verilmeye devam etsin de en azından futbola benzer şeyler izlemeye devam edelim. Ya da deneme amaçlı bir Galatasaray-Fenerbahçe derbisine versinler de, son yıllarda izlemediğimiz kadar hızlı bir derbi izleyelim. Kısacası, we love you Henning!

5 Eylül 2008

4 Eylül Aslantepe

Aslantepe Ali Sami Yen Stadyumu'nun 4 Eylül'deki hali. Sol taraftaki demirler betonlanınca temel tamamlanmış olacak. Sonrasında da kat ve tribünler başlayacak.
Not : Resimler aslantepe.biz'den alınmıştır.

3 Eylül 2008

Bir de Yenisi Çıktı


Tayland'dan adam çıkmaz demiştim. Araplar iş başında artık City'de. Daha erken alsalardı takımı çok farklı şeyler olabilirdi transfer döneminde. Gelir gelmez herkesi isteyip, Real'in elinde kalan Robinho'yu büyük kazık yiyerek aldılar. Böyle transferlerle büyük takım olacaklarını, hatta CL'yi alabileceklerini düşünüyolar. Yazık! Herkesin dilindeydi ama Garrido net söylemiş. Robinho'yu 32.5 £ a almak Abramovich' e mesajdır. Yeni Chelsea biziz demiş. Daha biz ona yeni alışmışken bir de yenisi çıktı başımıza. Garrido'ya bir hatırlatma yapıyım burdan. Chelsea o kadroyu kurdu, Premier Lig'i kazandı da ne oldu? Premier Lig şampiyonluğuna yıllardır hasret olan Liverpool'dan daha büyük kulüp olabildi mi? Tabii ki hayır. Peki ilerde olabilir mi? Zor, çoook zor...