30 Haziran 2008

Ve Bitti


Heyecanla beklediğim bi büyük turnuvanın daha sonu geldi. Kuralar çekildiği günden, hatta Almanya son Dünya Kupası'nda Arjantine elendiğinden beri bu turnuvadaki favorimi belirlemiştim. Almanya. Özellikle de son bi kaç aydır Almanya' nın kupayı alacağına dair iddaya girmediğim insanda kalmadı ortalarda. Beklediğim futbolu alamadım belki onlardan ama hiç olmazsa final yaparak utandırmadılar beni. Turnuva öncesi bi şansızlık olurda Almanya erken elenir diye, diğer güvendiğim takım ise Rusya'ydı. Onlardan da istediğim futbolu ve iyi de bi dereceyi aldım diyebilirim.



Şampiyondan bahsetmedik buraya kadar. Barça ekolüden geliyolar tamamen. Herkesin çok ilgisini çekmesede Aragones'in takımının yükü ne Villa'da ne Torres'de. Xavi ve Iniesta nın pas becerisi ve uyumu İspanya' ya şampiyonluğu getiren en önemli öge. Defansif anlamda az açık vermede de ileride basma ve Senna gibi tecrübeli ve pozisyon alma becerisi inanılmaz derecede iyi olan bi ön libero önemli etken. Yıllardır konuşulurdu İspanyol ortasahasının teknik yeterliliğe sahip olduğu ama sert ve kesici bi ön liberosu olmadığı için beklenen başarıyı elde edemediği. Belki bu zamana kadar Albelda' nın az kullanılmasındandı bu sorun ama sonunda Senna'yla problem de çözülmüş oldu ve İspanya yıllardır hasretle beklediği bu büyük kupaya sonunda kavuştu. Her ne kadar desteklediğim takım olmasalarda, oynadıkları pozitif futbolla aldıkları bu şampiyonluk onlara yakıştı. Tebrikler İspanya...



25 Haziran 2008

OLUR MU???



Olmaz, gibi. Normalde bu sorunun cevabı bellidir kafamda, çok net ve kesin şekilde "ollmazz!". Ama bu takım bana şu "gibi"yi kullandırttı ya helal olsun ne diyelim.
Tarihi sınav bugün Almanya karşısında. Burası bize yeter diyorum. Oynanan futbol pek yakışmıyor sanki finale. O çok eleştirdiğimiz Yunanistan kadar olamadık sistematik anlamda, ama Galatasaray Ruhu benzeri bir ruh, bir inanç var milli takımda. E biraz da şans her ne kadar Fatih Hoca şansa inanmasa da.


24 Haziran 2008

Arda Turan vs Mlada Boleslav

Arda Turan
Uploaded by polat95

Arda Turan

Uploaded by polat95

Song Trabzonspor'a


2007-2008'in başında biri gelip "Song seneye takımdan forma şansı bulamayacağı için gönderilecek" dese, çoğu Galatasaraylı o kişiyi küfürle cevaplardı. Fakat Galatasaray'ın defans transferindeki başarısı bu sezonda da devam edince, Song bir yedek için fazla para aldığı gerekçesiyle gözden çıkarılmıştı. Emre Güngör - Servet Çetin ikilisinin başarısı, Song'un 2008-2009 sezonunu çok büyük ihtimalle Trabzonspor'da geçirmesini sağlayacak. Bu cesur Kamerunlu'ya, bize yaşattığı değişik yumruk şovu, aslan sevinci için teşekkür ediyor; Trabzonspor'da başarılar diliyoruz.

24.06 Aslantepe


24 Haziran 2008'deki Aslantepe Ali Sami Yen Stadyumu. 9 gün önceki hali işte burada. Buyrun karşılaştırın. İlerlemeler göze çarpıyor zaten. Ortadaki büyük birikinti stadın zemini olacak.

Not: Resimler aslantepe.biz'den alıntıdır.

Not2: Basınca büyüyor bu resimler. Çok acayip.

2007-2008'in Unutulmazları : Galatasaray 2 - 2 İstanbul BŞB - 14. Hafta

Haftalar 14'ü, saatler 15'i gösterirken, ligin son sırasında Kasımpaşa yuvasını yeni hazırlamaya başlamışken, "bu Sivasspor ne zaman duracak?" soruları cevabını bulmamışken, Ali Sami Yen sezon genelinde olduğu gibi yarı boşken, Kalli'nin yeri kaya gibi sağlamken, Galatasaray evinde yenilmemişken, Sami Yen'de kışın güneş ışığı altında oynanan her yönden ilginç bir karşılaşmanın günü gelmiş çatmıştı.
İstanbul BŞB takımı, kendine ligin üst sıralarında yer ararken, bir de yanına 3 büyüklere yenilmeme huyunu ekleyince, iyiden iyiye korkulan bir takım haline gelmiş; buna karşılık Galatasaray namağlubiyetini elden bırakmayan tek takım olarak girmişti 14. haftaya.
Galatasaraylılar, ilk 11'deki Lincoln'ü şaşkınlıkla karşılıyordu. Lincoln de, kendince "madem taraftar bu kadar şaşkın, oynamama pek de gerek yok" diye düşünmüş olacak ki, 23. dakikada, yerini sakatlanarak Sabri'ye bırakmakta bir engel görmüyordu. Böylece, sahadaki Galatasaray'ın 11'i Orkun-Uğur-Song-Servet-Balta-Topal-Arda-Hasan-Sabri-Kral-Serkan'a dönüyordu. Ama bu dönüşten tamı tamına 13 dakika önce, dakikalar 10'u gösterirken bir duran top organizasyonundan yenen gol Sami Yen'deki moralleri bozmuştu.
Gol arayan Galatasaray'daki gözler yavaş yavaş yedek kulübesindeki Arif Erdem'e dönerken, Arif'in artık İstanbul BŞB' nin yardımcı antrenörü olduğu anlaşılınca, gözler aynı hızda sahaya dönmüştü ki, skor Sertan'ın aşırtma vuruşuyla 0-2'ye dönüyordu.
İlk yarının son düdüğüyle beraber, zaten yarısı boş olan tribünlerin yarısı sucuk ekmek almaya, diğer yarısı çekirdekçiyi aramaya başlamıştı ki, 15 dakika hemen geçti, takımlar ağır adımlarla sahaya çıktı.
İkinci yarı, Topal'la Nonda değişikliği, Galatasaray'da adeta bir Gung-Ho havası yaratmış, fakat meyvesini vermekte biraz gecikmişti. 72. dakikaya kadar suskun olan tribünler, golcü sol bek Hakan Balta'nın golüyle ayağa kalkmış, unutulmayacak bir geri dönüşün sinyallerini almıştı. Fakat o sırada son derece Adanalı ve asabi olan Hasan Şaş, oyundan atılıyor, maç sonunda da Galatasaray'dan Ocak ayında ayrılacağını söylüyordu.

Maça döndüğümüzde, 10 kişi olmasına rağmen karşı kaleyi baskı altına almaya çalışan Galatasaray, tüm ümitler tükenmek üzereyken, Ümit Karan, neden Galatasaray'da oynadığını anlatırcasına bir kontrol ve vuruşla 90+2'de maça eşitliği getiriyor; Galatasaraylı taraftarlar ise, ertesi hafta gelecek olan Fenerbahçe mağlubiyetinden habersiz, ligi namağlup bitirmenin planlarını yapıyordu...

Hakan Kadir Balta


Takıma ilk katıldığında herkes tepkiliydi Ferhat gitti diye ama oynadıkça kalitesini gösterdi. Sezona fırtına gibi giren Volkan'dan formayı kaptı yeri geldi sol önde de oynadı. Ruhsuz, aşırı soğukkanlı diye eleştirildiği de oldu ama beni yanıltmadı, sezonu son hafta attığı muhhhteşem golle kapattı. Euro 08'de de milli takımın en değişmez oyuncularından oldu (ve özellikle son maçta en iyisi). Soğukkanlığı gerçekten müthiş bir özelliği, Hırvat maçnda çizgiye yakın bölgeden top çıkarırken bile gayet rahat görünmesi gerçekten biraz fazla oldu belki, ama bir 5 sene içimiz rahat sol bek hususunda... Turnuvanın da Yuri Zhirkov'la birlikte en iyi sol beki...

23 Haziran 2008

Aslantepe Ali Sami Yen (15.06)



Aslantepe Ali Sami Yen Stadyumu'nun 15 Haziran'daki hali. Temeli 7 ay önce atılmış bir stad için ilerlemenin yavaş olduğu stad projesini az da olsa takip eden her Galatasaraylı'nın kafasını kurcalayan bir düşünceydi. Ama herkesin kafasında oluşan düşünceyi Galatasaray başkanı Adnan Polat'ın "stadın ilerlemesinden memnun değiliz." şeklind dile getirererek alenen Eren Talu'yu suçlaması, Eren Talu'nun ise adeta "banane suç bizde değil ki" gibi bir tavır içinde TOKI'den izin beklendiğini söylemesi, taraftarların kafasında stadın yapılışını bir sezon erteletmişti. Tabii bu olayları fırsat bilen bazı medya kuruluşları da bu haberlerin üstüne Aslantepe'nin Eren Talu'nun firmasından alındığını ve inşaasının durdurulduğunu açıklayınca, "Neyse yahu, Ali Sami Yen de güzel stad" diyenlerin sayısı git gide arttı. Üst üste gelen bu moral bozucu açıklamalardan sonra, Galatasaray resmi sitesinden ihalenin Eren Talu'dan alındığıyla ilgili haberin yalanlanması, ve Eren Talu'nun "Stad 29 Ekim 2009'a yetişecek." gibi net bir ifade kullanması, moralleri nispeten düzeltmişti. Ama her Galatasaraylı için, en azından stadın yapımına başlanmış olması bile, bir teselli olmuş gibi gözüküyor.

Not: Resim aslantepe.biz'den alınmıştır.

Örnek bir stad inşaası için Valencia'nın stadını görmek isteyenler buraya bakabilir.